ADNAN MENDERES DERNEKLER FEDERASYONU (ADFED)
MANİFESTOSU
Türkiye, bulunduğu jeopolitik konum itibari ile tarihinden itibaren pek çok ulusal ve uluslararası sorun ile karşı karşıya kalmıştır. Eşsiz değerlere sahip ülkemiz, bugünde pek çok sorun ile mücadele etmektedir. Sorunlar ne kadar büyük olursa olsun ortak akıl ve milli birlik şuuru ile çözümü mümkündür. Türkiye, öz kaynaklarının vermiş olduğu eşsiz fırsatları değerlendirerek uluslararası ortamda hak ettiği konumu elde edecek, milli geleceğini sağlam temeller üzerinden inşa edecektir.
Sadullah Fatih KAVALOĞLU
Adnan Menderes Dernekler Federasyonu Genel Başkanı
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
Çağdaş ve evrensel standartlara uygun biçimde, teminat altına alınmış insan hakları, bireylerin kendisini güvende hissetmesini sağlar. Başta inançlarını özgürce yaşama güvencesi olmak üzere, bireyin tüm hakları hukukun teminatı atında olmalıdır. Bu husus hiç şüphesiz evrensel hukuk normlarına bağlı, demokratik bireylerin de yetişmesini sağlayacaktır.
Bireylerin düşüncelerini ve kanaatlerini özgürce ifade etmelerini sağlamak ve saygı göstermek temel çıkış noktamız ve en önemli prensibimizdir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmasını öngören anayasal hükümler ile bu amaçla imzalanmış uluslararası sözleşme hükümlerinin sağlıklı bir şekilde uygulanmasını sağlamak, insan hakları ihlallerinin takip edilerek ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri almak ADFED için görev addedilmektedir.
ADALET
Türkiye’nin müreffeh ve onurlu geleceğini inşa etmek için ADFED bütün birikimiyle katkı sağlamayı planlamaktadır. Güçlü, insan haklarına saygılı, adaletin tesis edildiği güçlü bir Türkiye, hiç şüphesiz dünyanın geleceğinin barış ve huzur içerisinde tesis edilmesi adına da daha aktif bir rol üstlenmesini sağlayacaktır.
Hukuk, bütün inanç ve görüşlerin, üzerinde uzlaşmaya vardığı, birlikte yaşamanın ilke ve usullerini belirlediği, aynı duygu ve düşünce ile adalet, barış ve hürriyeti tesis etmek için bir araya gelerek oluşturduğu kurallar bütünüdür.
ADFED, insanlarımızın hürriyet içerisinde, adil bir sosyal düzen çerçevesinde, inançlarını gündelik hayatlarında rahatça yaşayabilmeleri için hukukun üstünlüğü prensibine saygı göstermeyi temel görevlerinden biri sayar.
LAİKLİK
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefelerinden olan Laiklik ilkesi, toplum için bir kavga alanı değil inanç özgürlüğünün teminatı görülmelidir. Geniş anlamda Laiklik, kaynağını pozitif hukuktan alan, ruhban sınıfının nüfus ve imtiyazlarınmış, dini ayrım gözetmeksizin herkes için geçerliliği olan genel bir kamu düzeninin yürürlükte olması anlamına gelir.
Bir devlet düzeni, din ve vicdan özgürlüğünü de içerdiği ölçüde laik ve demokratiktir. ADFED din ve vicdan özgürlüğüne saygı gösterilmesi hususunda “Kişilerin inanç hürriyeti olmalıdır.” ilkesi ile hareket edecektir.
TOPLUMSAL UZLAŞMA
ADFED olarak ülkemizdeki bütün farklılıkları milli hayatımızın zenginliği olarak telakki eden bir inanç ve şuurla, tarih boyunca olduğu gibi toplumsal renklerin hoşgörülü bir tutumla, adalet ve özgürlük ile karşılıklı anlayış ve iş birliği içerisinde ortak hedeflere seferber edilmesini, milli birlik ve bütünlüğümüzün teminatı olarak görmekteyiz.
Toplumsal uzlaşmayı tesis ederek, kültürel değerlerini ve sosyal yapısını güçlendiren toplumlar buna paralel olarak güçlü bir ekonomiye sahip olmaktadır. Böylece bütün bu hususlar dünya siyaset arenasında küresel düzenin belirleyici aktörlerini ortaya çıkarmakta ve dünya refahından daha fazla pay almalarını sağlamaktadır. Bunun için ADFED olarak toplumsal barış ve huzurun daha iyi bir noktaya taşınması ve Türkiye’nin bu hususta örnek ülke olması için gayret göstermek ana hedeflerimizdendir.
EĞİTİM VE ÖĞRETİM
Temel eğitimden başlamak üzere, eğitim ve öğretimde özgür düşünmeyi ve sorgulamayı ön plana çıkaran metotlar, Türkiye’yi bilim ve ilim âleminde ön plana çıkaracaktır. Gerek sosyal bilimlerin gerekse fen bilimlerinin akla ve düşünmeye önem veren sistemler sayesinde geliştiği bilinen bir hakikattir. Bu hakikatin eğitim ve öğretimin her kademesinde uygulanması için ADFED, düşünce ve fikirlerini her ortamda geleceğe sağlam bir fikir köprüsü kurmak amacıyla anlatacak ve çözüm önerileri ve çalışma metotları ortaya koyacaktır.
Özellikle üniversitelerimizin, çağdaş devletlerin önemli üniversiteleri ile rekabet edebilir bir hale getirilmesi ve üniversitelerimizin siyaset üstü kurumlar olarak bütün yoğunluklarını bilime teksif etmesi düşüncesi ADFED’in temel arzularındandır. Bu noktadan yola çıkarak ADFED, üniversitelerimizle yakın işbirliği içerisinde fikirlerini paylaşmayı ve Türk bilim âlemine katkı sağlamayı planlamaktadır. Özellikle Üniversitelerimizin ARGE Projeleri geliştirilerek bu projelerin nitelik ve liyakat esasına göre her türlü yardımı alması sağlanıp öncü olması teşvik edilmelidir. Üniversitelerimiz böylece bilgi ve teknoloji üretim merkezi haline gelmesi sağlanmalıdır.
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, lise mezunlarının üniversite kapılarında birikmemesi, mesleki eğitimin teşvik edilip yaygınlaştırılması ile birlikte, istihdama yönelik olarak sürekli kılınması gibi temel sorunların çözümü içinde yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
GENÇLERİMİZ
Gençlerimiz, milletimizin geleceğine çınar olması düşüncesi ile diktiği fidanlarıdır. Gençliğin eğitimi, öğrenimi, ahlakı, donanımı ne ölçüde kaliteli olursa millet olarak geleceğe o denli umutla bakma hakkına sahip olabiliriz.
Özgür düşünmesini bilen, sahip olduğu topluma ve insanlığa faydalı olma gayreti taşıyan, tüketim ahlakından uzak olmakla birlikte, ülkesinin geleceği adına üretme prensibiyle hareket eden bir gençlik, milletimizin geleceğe umutla bakmasını sağlar. Bu neden ADFED ahlaklı, milli ve insani değerlere önem veren, bilgili, görgülü, kültürlü, sağlam karakterli, çalışkan, özgüven sahibi bir gençliğin yetiştirilmesi için bütün varlığını seferber edecektir.
TÜRK DÜNYASI’NIN BİRLİKTELİĞİNİN SAĞLANMASI
Türk birliğinin yakın bir süreçte kurulması umudu ile “dilde, fikirde, işte birlik” düşüncesi geleceğe taşınmalı ve bu durum gerçekleşene kadar gayret gösterilmelidir. Türkiye olarak dili, dini, kültürü ve daha pek çok değeri bir olan kardeş devletlere destek olmak ve pek çok ortak, müşterek hareket etme zorunluluğu ata topraklarına bir vefa borcudur. Zengin yeraltı kaynaklarına sahip olan Türkistan coğrafyasındaki kardeş devletler ile önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu etki alanlarını ortak zeminde buluşturması, Türk milletinin hem kendi coğrafyasında, hem de devletler arası muvazenede politik dengeleri belirleyen güç olmasını sağlayacaktır. Bu hususların dikkate alınması hiç şüphesiz 21. yüzyılın Türklerin yüzyılı olmasının önünü açacaktır. Önder ülke olan Türkiye Cumhuriyeti bu jeopolitik ufka mihmandarlık yaparak köklerimizden gelen birlikteliği gelecekte güçlü bir şekilde yeniden inşa etmelidir.
Kardeş ülkelerin iç işlerine karışmadan, manevi birlikteliğimizi Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar sağlamalıyız. Nerede bir kardeşimiz varsa elimizi uzatıp, Türk’ün sadakat ve birlikte yaşama azmini bütün dünyaya yeniden göstermeliyiz.
DEVLET YÖNETİMİ VE LİYAKAT
Liyakat ilkesinin hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olması gerektiğine inanan, mevkilerde liyakat ve ehliyetin esas alınarak atamaların yapıldığı, Meritokrasi’nin (yetenek ve kabiliyetine göre görevlendirme) ön plana çıkarıldığı bir anlayış Türkiye’yi yarınlara daha güçlü hazırlayacaktır. Gelişen Türkiye’nin artan nitelikli eleman ihtiyacı çerçevesinde, herhangi bir haksızlığa imkân tanımadan işin ehli kişilerin “Devlette liyakat esastır.” ilkesi ile görevlendirilmesi gerekmektedir. Tarih şahittir ki pek çok devlet liyakat ehli insanların omuzlarında yükselirken yine aynı şekilde pek çok devlette kifayetsiz ve liyakatsiz insanların ayakları altında yıkılmıştır. Aziz milletimiz ve aziz devletimiz için canlarını feda eden ecdadımız ve gelecek nesle bir borç düşüncesi ile liyakatli insanların görevlere getirilmesi ADFED’in en büyük temennisidir.